Hipertansiyon, kan basıncının yüksekliği ile seyir eden kronik ve tedavi edilmez ise organlarımıza zarar veren bir hastalıktır. Hipertansiyon hastalığı, ülkemizde yaklaşık 15 milyon kişide görülmektedir. 40-50 yaş üzeri neredeyse iki kişiden birinde mevcuttur. Bu hastaların az bir kısmı etkin bir tedavi ile tedavi edilmekte ve hastalar sağlığına kavuşmaktadır.
Hipertansiyonun ortaya çıkması için bir çok sebep vardır. Hastaların %95’inde sebep genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimidir. Ger kalan %5’lik kısımda ise böbrek ve hormonal hastalıklar mevcuttur. Mutlaka kontrol altına alınması gereken hipertansiyon, ani tansiyon yükselmelerinde beyin kanaması ve felce neden olabilmektedir.
Damar içindeki kanın damar duvarına yaptığı yüksek basınca hipertansiyon denir. Damarlarımızın iç yüzü normalde cam gibi pürüzsüzdür. Uzun dönemde damarın damar duvarı kalınlaşır ve iç yüzeyi bozulur. Yüksek tansiyon nedeniyle organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma meydana gelebilir. Hipertansiyon organlara giden kan akışını bozarak organ yetmezliklerine neden olabilir.
Yüksek kan basıncı adıyla da bilinen hipertansiyon, uzun süre belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine verebileceği hasar nedeniyle “sinsi bir hastalık” olarak da anılmaktadır. Kan dolaşımı için gereken basıncın normalden fazla olması anlamına gelen ‘yüksek tansiyon’, mutlaka uzman kontrolünde takip edilmelidir. Büyük ve küçük tansiyonun normalden fazla olması durumuna hipertansiyon denilmektedir. Kalbin kasılma anında olan tansiyona BÜYÜK TANSİYON, gevşeme halinde olan tansiyona ise KÜÇÜK TANSİYON denilmektedir.
© Copyright © 2025, All Rights Reserved